halen yeterince sıkılamıyorum
üretmek için sıkılmak gerektiğini düşünüyorum. bu benim düşüncem mi bir yerlerde mi okumuştum onu bile bilemiyorum. nöromarketing ve determinizm. şuan bu ikili hakkında konuşmayacağım. arka planda şu müzik çalıyordu kapattım. aslında bu müzik de çalmıyordu. radyoda çalan şeyi shazamladım. parçanın alakasız bir kısmı sanırım. hiç yeni yıl neşesinde değilim. bir süredir arka planda müzik eşliğinde bir şeyler yapmayı bıraktım. bu sigara mı ki bırakayım. bir anlamda öyle de olabilir. farkında olmadığımız bağımlılıklar. bir şeylerle uğraşırken sükunet içinde olmayı seviyorum. temizlik yaparken gerçekten temizlik yapmak, okurken gerçekten okumak, yazarken yazmak gibi gibi. böyle uzar gider tüm sayfayı doldurabilirim yapılacak şeylerle. işime gelir. yazmak meselesi de bir iş haline gelsin istemiyorum. acaba tam olarak ne zaman yazdıklarım yazma eylemi ile aramda olan ilişki bağlamından kopacak. kafamda bir kadın "pes" diyor sürekli. pes. anlamı nedir pesin. karşındaki kişinin senden üstün olduğunu kabul etmek, yenilgiyi kabul etmek. hayır kopya çektim. pes! yuh! bravo! şaşırtmadın! imalı alkış. kinayenin dışında bir şey yoktur. çünkü kinaye yoktur. yahut her şey kinayedir. pes gerçekten! bu kadarını da beklemiyordum. memnuniyetsiz surat ifadesi. hayal kırıklığı. kadının suratı belli belirsiz. bir elliden belki birkaç santim uzun. kafasında kuş yuvası ile geziyor. anlamadım ne demek istediniz. dayanamayacağım artık. pes. kadının sesi pes. tiz ses manasında. beni bir süredir rahatsız eden o şeyin adıymış pes. bilmiyorum şarkıların sözlerini pek duyamam dedim. müzisyen misiniz dedi birisi. öyle birisi yok. değilim. daha doğrusu hiç denemedim. denemediğim ama yeteneğim olan özelliklerimi sayabilirim eğer isterseniz. hayır kalsın. vaktim yok. seneler önce ortaokulda. başladı. sarışın mavi gözlü pelin diye bir arkadaşım vardı. dinlemiyorum sizi. güzel bir kızdı. fakat kırmızı tenli bi kadın. lolololololololo. kırmızı tenli insanları çekici bulamıyorum. umurumda değil. sarı pipi sarı pussy. kırmızı surat. her an patlayacakmış gibi durmuyorlar mı sence de. hayır durmuyorlar.
pelin neden arabesk müzik sevmiyorsun diye sordu. dinlesene şu sözleri ne kadar derin. of pelin çok kıro bir kadınsın. ve bu kırmızı tenli olmandan daha kötü bir şey. ve gerçeklerden kaçma eğilimindesin. o gün ilk defa bir şarkının melodisinden ziyade sözlerine odaklandığım gün olarak kayıtlara geçti.
seneler sonra. kendi evimdeyim. yalnızım. mutfakta bulaşık yıkarken bir yandan müzik dinliyorum. özellikle mutfakta olduğumu belirtmeme gerek var mıydı bilemedim. küvette yıkayacak halim yok. belki de vardır. wake me up when september ends. like my father's come to pass... seven years has gone so fast... wake me up when september ends..
hasiktir. göz yaşları bulaşık sularına karışıyor. hasiktir. buradan uçan kuşlar tam yedi yıldır sana gitmiyor.
uf sal artık şu adamı. senin yüzünden arafta iki büklüm bekliyor. dünyada yedi yıl ahirette kaç yıl. ahiret yılı hesapla nokta com.