Perşembe, Ekim 30, 2014
Pazartesi, Ekim 20, 2014
bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
dirseğin iskemleye dayalı
bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben...
....bakıyorum da şimdi
o kadeh bir küfür gibi duruyor elinde
diyesiydi adamın biri. ucuzundan litrelik şarap şişeleri ve gazoz ve pet bardaklar ve o canım sır gibi ara sokaklar, meydanlara çıkanlarından, bilmelisiniz. gevşek, küfürlü, bin promil ağızlarla kavga eden adamlar. kafan ayrı bir kırmızıydı senin, sahi senin kafan ne güzeldi, gözlerin maviydi ve çillerin. şişman kadın sahneye çıktı ve ben güldüm. hişş hişş sus dediler. merdivenlerden indik, ışıklı meydanlarda gezindik, karanlık sokaklara girdik o gece ekimdi ama soğuktu güvercin tüylerinden bir kanat yaptım kendime üşürsen düşersin sıkı giyin dediler tıpkı ikarus gibi. sonra kırmızı merdivenlerden indik karanlık izbe gibi birbirinin aynı olan yerlerden biriydi. bu kırmızı merdivenler bu neon-güvenlik-vestiyer-sahne- kadınlar-kadınlar-vestiyer-neon-kırmızı-mavi-yeşil ışıklar çemberinde. bir kadın "ali!", dedi. ali. merdivenlerden çıktık. tekrar ana caddelerden geçtik. allahın çevirmesine yakalandık "sarhoşluk veren her şey haramdır" bakara 219. işte buna hep birlikte hohlardık o şarkı eşliğinde. beynimdeki küçük insanlarla düşüyorum. ikarus başaramamıştı. ben de başaramadım.
selam. dün gece uzun ve yorgun düşlerden henüz uyandığım bir sırada kendimi fırındaki bir tepsi kurabiye olarak buldum. ısının etkisiyle genleşip şiştim. üstüme esmer şeker serpiştirilmişti ve sıcaklık nüfuz ettikçe çıtır çıtır oluyordum. kurabiye olmak çoğu şeyi sağlamıyor insana. sadece estetik bir sunumla ağızda dağılabiliyorum o kadar. estetik bir idamla.
kahve ile tüketiniz. -sütsüz -şekersiz
kahve ile tüketiniz. -sütsüz -şekersiz
Cuma, Ekim 17, 2014
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)